Gezegenlerin Haberi Yok
Beni bilmesin gezegenler
Öyle kendi hallerinde dönsünler
Yüzümü görmeden
Sokağımdan geçmeden
Yapsınlar büyülerini, halsizce geçinsinler
Bozulsun ütüleri gömleklerinin
Yeter ki dolsun denizleri
Önlerini görsünler
Ne ki bu hayat zaten
Önünü görmek, arkana bakmak
Biraz da anda yuvarlanmak
Ama söylemek gerek
Beni izlemesin gezegenler
Yuvarlanıp dursunlar anlarında
Durup durup doğursunlar analarıyla
Dökülsün evlerinden bin bir biçem
Dinlensin elleri, işlesin hikayeleri
Ama söylemek gerek
Beni duymasın gezegenler
Bir kez olsun dinlemesinler çaldıklarımı
Durdurmasınlar takım yıldızlarımı
Dinlensinler alnı açık amaçlarında
Nahoş bir erotizmin karlı sokaklarında
Tepeleri eteklerine yuvarlansın dursun
Karışmayınız efendim, ben bilirim
Doğruyu en tazesinden seçer
Yanlışı en eskisinden veririm
Ama yine de söylemek gerek
Bana dokunmasın gezegenler
Meraklanmasınlar zaten, bilinmez mi
Söylemek istemediğim her şey
Bir an dökülüverecek
Mesela şimdi, ya da biraz evvel
Orda, o cümlelerin içindeydi, ya da gelecek
Bir an geldi, oldu bir şeyler
Söylediklerim peşi sıra sırtıma binip
Söyleyeceklerimin üstünü örttüler
Tekmelediler, sırıttılar, bir de sevindiler
Bir görsen onları, ah bir görsen
Aman ne olacak sanki, bir değil bindiler
Ama yine de söylemem gerek
Beni saymasın bugün gezegenler
Karışmayınız efendim, ben bilirim
Küçük bir kalem de olabilirim
Söylemek istemediğim her şeyi
Ansızın doğuruverebilirim, ellerim güzel
Ne mutlu ki bana
Hatırlamak için darmadağın bir evdeyim
Asılanlar hep dikdörtgen,
Tam dört kitap yan yana oturmuş
Muhabbet koyu
Bir masa üstü, masa masa dolu
Bir ben ve bir de parça psikolojisi
Tüme tamamlanmaya çalışan tekilliğin albenisi
Usulca yaklaşan sevimsiz bir hava
Tam kafamda oturmuş havasız bir oda
Uzan biraz
Kalma ayakta, su çok güzel, atla
Dokunma parmağınla, korkma
Güneşe dönsün yüzün, uyanma
Elin alışırsa, dilin de alışır
Dilin alışırsa sakın uzatma
Noktalama işaretleri de alışır yokluğuma.